Showing posts with label oturma izni. Show all posts
Showing posts with label oturma izni. Show all posts

Friday, November 6, 2015

Ben İsviçre'de mi yaşıyorum?: Bir oturma izni alma hikayesi 2

Arap saçına dönen oturma izni alma hikayeme kaldığım yerden devam ediyorum (Erkin Baba'ya sevgiler!)

Baktım yazışarak olmuyor, bizim posta ofisi de pek bir şey bilmiyor, şehrin ana posta merkezine gittim elimde takip numarası ile. Gişedeki kişi de postanın teslim edildiğini ancak kime teslim edildiğini kendisininocah göremeyeceğini söyledi. Nasıl olur, bu benim oturma iznim, bana teslim edilmedi kime teslim edilebilir ki isyanlarım sonrasında 4 farklı kişiye danışarak, en sonunda da amirinin gelmesiyle elime iki kağıt tutuşturdular. Postanın hareketleri ve zarfın fotoğrafı! Peki zarfın fotoğrafında adres olarak ne göreyim dersiniz; üniversitenin adı! Evet, hiçbir zaman bu adresi vermememe, ev adresime yollayıp yollamadıklarını teyit etmeme rağmen gitmiş üniversite adresini yazmışlar. Neyse teşekkür edip çıktım, okuldaki posta kutumdadır dedim, mutlu mutlu ayrıldım.

Ama dertlerim burada bitti mi? Tabi ki hayır! Posta kutumda hiçbir şey yok. Kalktım okulun posta merkezine gittim. Adam zaten bizdeki tipik devlet memuru, "Posta kutunuzdadır" ile beni başından savmaya çalıştı. Biraz üsteleyince sistemde ismimi aradı, bulamadı, sistemde ismi olmayanların postalarının geri gönderildiğini söyledi. Biraz daha üsteleyince de ismimi soyismim olarak yazdığını ve o yüzden sistemde çıkmadığımı anladı. Vee bir diğer aksiliğimiz de burada ortaya çıktı. Sistemde varım, ama aslında ofisimin olduğu değil başka bir bina olarak kayıtlı adresim! Velhasıl bu sefer de o binaya gitmem, oradaki sekreterle görüşmem gerekti.

Kalktım o binaya gittim, dekanın sekreterinin kapısını çaldım. Dedim böyle böyle. Kadın 29 yıl postanın müşteri hizmetlerinde çalışmış, tatlı mı tatlı. Önce bu binanın postalardan sorumlusuna gittik, klasik "posta kutusundadır" minvalindeki laflardan sonra belki de danışman hocamın posta kutusundadır diye orayı kontrol etmeye yollandık. Tabi ki danışman hocamın bu binada bir posta kutusu daha yok! Şaşırdık mı? Hayır. Listenin üzerinden geçerken bir anda benim adımı gördük ve voila! Benim o binada da, bilgim dışında, üzerinde hiçbir şey yazmayan, bende anahtarı olmayan bir posta kutum varmış! Ve içinde de oturma iznim!

Böylelikle, bize sürekli kural, düzen vs. ülkesi olarak anlatılan İsviçre'nin karanlık yüzünün portresini size çizmiş oldum dostlar. Bu hata kombosunun benim başıma gelmesine "tabi ki şaşırmadık" mağdur edebiyatını ise yapmayacağım! 

Arap saçı - Google'dan

Tuesday, November 3, 2015

Ben İsviçre'de mi yaşıyorum?: Bir oturma izni alma hikayesi - 1

Malcom Gladwell, Outliers (Çizginin Dışındakiler) isimli kitabında felakete giden yolda bir hatanın yetmediğini, birbirini takip eden birden fazla hatanın felaketi doğurduğunu söyler. Bunun benim oturma iznim ne ilgisi mi var?

Uzun süreli vize için İsviçre'ye başvuru yaptığınızda size, giriş yaptığınız tarihten itibaren 14 gün içinde kendinizi, oturacağınız yerin "commune"üne kayderttirmeniz gerektiğini söyleyen bir kağıt veriyorlar. Ben de bu işlemi 29 Temmuz tarihinde yaptım. Ve daha sonra o uzun bekleyişim başladı..

Özellikle yaz aylarında çok fazla gelen-giden olduğu için işlerin daha yavaş ilerlediğini duymuştum. Bir yere kadar tamamdı, ancak 30 Eylül itibariyle vizem bitmiş olmasında rağmen hala oturma iznim gelmediğinde endişelenmeye başlamıştım.

Bu esnada beklediğim, "Centre de Biométrie" davetiydi. Buraya gidip fotoğraf çektirerek parmak izini vermek, oturma izni için yapılması gerekenlerin son adımı. Uzunca bir süre bu daveti bekledikten sonra bu davetin Haziran ayında, henüz ben İstanbul'da vizeye başvurmadan bana gönderilmiş olduğunu hatırlamam, gecikmenin ilk ayağını oluşturdu (Varan 1).

Bunu fark ettikten sonra biraz da "Bunca zamandır anca mı geldiniz?" derler korkusuyla çekine çekine "Centre de Biométrie"ye gittiğimde, hiçbir sorunla karşılaşmayıp, üstüne "10 iş günü içinde oturma izniniz size ulaşacak." kesinliğinde konuşulduğunda tarihler 6 Ekim'di. Hadi bakalım deyip heyecanla beklemeye koyuldum.

Her gün heyecanla posta kutusu kontrol etmelerim, 20 Ekim akşamı da gelen olmayınca yerini sinire bıraktı. İlgili birime internet üzerinden ulaştım. İsviçre'deki güzel şeylerden biri, info@... adreslerinin hızlıca cevap vermesi! Buradan, oturma iznimin bana yollandığı, oturduğum bölgeyle ilgilenen posta ofisiyle görüşmem gerektiği söylendi. İyi dedim, postaya gittim.

Postadaki yetkili böyle bir gönderinin onlara hiç ulaşmadığını, zaten benim de sistemlerinde olmadığı söyledi. Daha önce onlarca posta almış olmama rağmen.. Neyse buradan çıkar çıkmaz durumu yine yazdım, gönderdikleri adresin doğru olduğuna emin olup olmadıklarını sorup adresi tekrar yazdım. Gelen cevapta adresin doğru olduğunu, gönderinin teslim edildiğini, istersem takip edebileceğimi söyleyip bana bir posta takip numarası verdiler. Teslim mi edilmişti? Nasıl oluuur?

Arkası yarın..