Friday, September 4, 2015

Eline sağlık!

Pesimist bir insan olarak, elimdeki, hayatımdaki güzelliklerin değerini bilmediğim çok zaman olmuştur. Böyle şeyleri de kişinin kendine dışarıdan bakabildiği zamanlarda daha iyi fark ettiğine inanırım. Şu sıralar da yurtdışında yaşadığımdan, böyle tespitlerimin ardı arkası kesilmeyecektir eminim ki!



Hikayeyi uzunca anlatacak olursam, 4 İsviçreli, 1 İtalyan ve bir ben olarak, İsviçre Konfederasyon Kuruluşunun yıldönümü olan 1 Ağustos'ta, Paola'nın evinde yemek için toplandık. Anne İtalyan olunca, eksiği var fazlası yok, tam anlamıyla döktürmüştü. Taze portakal suları, focaccia, lazanya ve tiramisu derken, herkesteki mutluluk üst düzeyde seyretmekte, bunu da kelimelerle ifade etmekte zorlanmaktaydı. Fransızca hocamızın da bizimle beraber o gün orda olmasını fırsat bilerek, yemekten sonraki takdir ve teşekkürümüzü belirtmek için ne dememiz gerektiğini sordum. Genelgeçer, İngilizce'sini aradığımızda da karşımıza çıkan "thank you, it was delicious"seviyesinde şeler söyleyince dedim durun hele. Ekibe, "eline sağlık"ın çevirisini yaptığımda (Fransızca'da "Je souhaite la santé pour vos mains!" dedim ben :) ) oldukça etkilendiler ve özellikle hocamız, bunu kullanacağını söyleyerek Türkçesini de not aldı.

Her gün defalarca dediğimiz, nereden gelmiştir, nedir ne değildir sorgulamadığımız pek çok zenginlik var aslında dilimiz. Yurtdışının zenginleştiriciliğinin bir kısmı da buradan geliyor bence. Tespitlerim -umarım- devam edecek dostlar!

No comments:

Post a Comment