Saturday, October 31, 2015

Yemeği Evden Getirmece: Tamam mı Devam mı?

Bir haftalık yemeği evden getirmece meydan okumamın hemen ardından, bir hafta boyunca neredeyse her gün öğle ve akşam yemeklerini dışarıda yedim ve hayır, bu bir meydan okuma değildi :)

Arka arkaya gelen bu iki farklı uçtaki hafta sayesinde yemek meselesi hakkındaki görüşlerim şu şekilde:


  • Bazı akşamlar sırf meydan okumam uğruna evde bir şey yokken yemek hazırlamak durumunda kaldım, uyumak varken. O sıralarda biraz söylensem de ertesi gün yemeği afiyetle yerken oldukça mutluydum! Buradan çıkardığım sonuç; çok yorgun, hasta, uykulu olduğumda kendimi yemek hazırlamaya zorlamamalıyım. Ama aksi halde atla deve değil, hazırlanır!
  • Zaten her akşam yemek pişiriyorum. Bir gece dolapta bekleyip ertesi gün ısıtılınca özelliğinden bir şey kaybetmeyen yemekler -neredeyse pişirdiğim tüm yemekler- olduğu sürece, bunlardan akşam biraz daha fazla pişirmek ertesi gün götürmeye yetip artıyor. En iyi senaryo da bu bence!
  • Büyük bir zaman tasarrufu söz konusu! Yemekhane ve ofisim arası yürüyerek yaklaşık 10 dakika. Öğle yemeklerini de genelde geyik muhabbet eşliğinde ya da tek başıma yiyorum. Ofiste yediğimde yemeğe gitme süresi ve yemek yerken istediğim bir şeyle ilgilenme imkanım oluyor (biliyorum asosyal!). Genelde tercih edilesi.
  • Diğer bir tasarruf maddi. Öğle yemeği hazırlamak için kullandığım malzemelerin çetelesini tutmadım tabi ancak yemekhanede en ucuz yemek imkanı 9 CHF, en pahalı da 12-13 CHF civarı oluyor, bu da günde ortalama 10 CHF öğle yemeği için ayırıyorum demek. Çetelesini tutmamış olsam da öğle yemeklerimin maliyetinin 10 CHF altında olduğuna eminim.
  • Yemekhanede porsiyonlar çok büyük, yapı itibariyle tabağında bırakmayı sevmeyen biri olduğumdan hepsini bitirip tıka basa doyup hatta bazen rahatsız oluyorum. Evden getirince ise öğle yemeğine yüklenmek yerine meyve, yoğurt, çerez ile destekleyerek doyuyorum. Bence daha eğlenceli.
  • Cuma öğlenleri dans dersine gidiyoruz ve oradaki yemekler hep ama hep çok güzel. Hatta meydan okumam uğruna yiyemediğim hafta en güzeldi. Dolayısıyla cuma günleri evden getirmek yook!
  • Her akşam ertesi günün yemeğini düşünmek çok planlı programlı olmayı gerektiriyor. Hatta buradaki market çalışma saatleri düşünüldüğünde neredeyse cumartesi alışverişe giderken haftalık öğün planının elinde olması lazım. Planlı yaşamayı sevdiğimden ve halihazırda öyle yaşadığımdan benim için sorun değil, ancak bunun bir takıntı ve stres kaynağı haline gelmesi tatsızlık olur.
Sonuçta, ben bu evden getirme işini sevdim! Kendimi zorlamadığım, "Amaan bu günlük de boş vereyim!" demeyi kafama takmadığım sürece buna devam edeceğim (yani, bence). Öğünlerimi de arada paylaşmaya devam ederim belki!
Haftanın bilançosu

No comments:

Post a Comment